Çimento
Tarihi Medeniyetin baslangıcından bu yana insanoglu tasları ve tuglaları bir arada tutacak malzeme bulmaya çalıstı. Eski çaglarda dahi bu tip bir malzemenin yapıda çesitlilik ve esneklik getirecegi açıktı. Kullanılan en eski baglayıcılardan biri “çamur” dur. Bugun hala çamurla saman veya diger bitki fiberleri karıstırılarak baglayıcı kapasiteleri artırılmıs yapı blokları ve parçalar dünyanın çesitli bölgelerinde kullanılmaktadır. Mısırlılar alçıtası harcını Cheops Piramidlerinin (~300 BC) yapımında kullandılar.Bunlar saf olmayan alçı tasının yakılmasıyla yapılıyordu (1). Yunanlılar ve Romalılar kil içeren kireç tasının kalsinasyonundan hidrolik kireci ürettiler. Dahası belli volkanik birikintilerin ince olarak ögütülüp kum ve kireçle karıstırıldıgında yalnız normal kireç harcından daha dayanımlı degil ayrıca suya dayanıklı oldugunun farkındaydılar. Fakat 18.yüzyıla kadar baglayıcı maddelerin dogası anlasılamamıstır. Birkaç öncü çabadan sonra¸ Joseph Aspdin adında bir Leeds müteahhiti portland çimentosunun patentini 1824 yılında aldı(2). Bundan sonra hidrolik baglayıcıların kullanımı tüm Avrupa ve Kuzey Amerika’da yayıldı. Portland çimentosunun üretiminde kullanılan ekipmanlarda gelismeler oldu. Döner fırındaki ilk gelismeler 1877yılında Ingiltere’de basladı ve Fredrick Ransome patentini 1885 ‘de aldıgı ilk döner fırınla birlikte anılır(2). Ransome’ın fırını o devirdeki çimento dünyasında devrim niteliginde olsa da islevsel döner fırın uzun yıllar sonra üretime girdi. Ransome’ın kesfinden sonra birkaç sene sonra bazı öncü Amerikan mühendislerinin döner fırını çocukluk çagından çıkardı. Amerika’daki ilk ekonomik döner fırın Hurry ve Seaman Atlas Çimento Fabrikası tarafından 1895 yılında üretime girdi. Portlan çimentosunun üretiminin artmasıyla çimento ve hammaddelerinin özelliklerinin belirleme ve deney çalısmalarına baslandı. Çok sayıda deneyden sonra temel çimento deneylerine 1900 yılında standard getirildi ancak o devirden buyana bir kaç tanesi revize edildi ve tüm dünyada çimento standardlarına yenileri eklendi. Günümüzde çimento dünyasının karsı karsıya kaldıgı çevresel sorunlar artmaktadır. Örnegin ¸ bir çimento klinkerinin üretilmesi bir ton CO2 gazının açıga çıkmasına yol açar. 21. yüzyıla girmemizle birlikte Kyoto anlasmasına göre ton basına düsen CO2 emisyonunu azaltmak ¸ daha düsük klinker oranlı çimento üretmek ¸ daha az dayanıklılık problemleri ¸ alkali silika reaksiyonuna göre formule edilmis çimentolar¸ geciktirilmis etrenjit olusumu ve sulfat etkilerine göz önüne alarak çimentolar üretmek zorundayız. Hidrolik çimentonun geleceginin degeri artırılmıs çevreyle dost üründe oldugunu belirtmek yanlıs olmaz. Durum Dayanıklı alt yapı için kalitenin birinci hedef oldugu yeni çag için çimento arastırmasında maaliyet karsılastırması en az pahalı olanla yapılmamalıdır. Aspdin’in zamanından bu yana çimentonun dayanımı sekiz kat arttı. Fakat mekanik özelliklerindeki gelisme betonun servis ömrü boyunca dayanıklılıgında paralel bir gelisme göstermedi. Su anki ve gelecekteki ihtiyaçlar arasındaki fark için ne teknolojik bir eksiklik ne de mühendislik dehasına nede ekonomik gelisim için çevre sorumlulugumuzu bir tarafa atmamıza gerek var. Bu da en pahalı otoyollar ¸ köprüler ¸ yapılar vb. yerine en iyisini yapmaya dayanmalıdır. Daha dayanıklı yapılar yapmak için ilham kaynagımız hala iyi durumda olan Neolitik¸ Roma ¸ Bizans ve Osmanlı zamanlarından kalan antik yapılar olmalıdır. Yalnızca yapım teknikleri degil mükemmel mimarisi olan yapılarda kullanılan malzemeleriyle de insanı hayrete düsürürler. Performans dizayn yapanın ¸ müteahhit ve beton üreticisinin sorumlulugundayken neden betonu olusturan en önemli malzemelerden biri olan çimento olmasın. Üreticinin bakıs açısından bakıldıgında bir ikilem içinde oldugu görülür. Bir yandan çimento ihtiyacı karsılayabileceginden çok daha fazla olacak (Bakınız Sekil 1)¸öte yandan yakında etkin hale gelecek olan Kyoto anlasmasındakiCO2 emisyon limitleri bulunmaktadır. Yeni kapasite artırımları için çevresel nedenlerden dolayı izinler zorlastıkça daha az klinkerle daha çok çimento üretmek kesinlikle çekici bir çözümdür.
Amerika çimento üretimi ve ihtiyacı 1994 yılında Gebhart(3) Kuzey Amerika’da kullanılan portland çimentoları üzerine bir arastırma yaptı. Arastırmanın ana hedefleri çimento özellikleriyle ilgili modern bilgi saglama ve standard gelisimindeki ihtiyaçları belirlemektir. Arastırma gösterdiki modern betonların sülfat miktarı ¸ incelik ve dayanımı özellikle Tip I ve Tip II için 50 yıl önce üretilenlerden daha fazladır. 50 li yılların çimentolarıyla karsılastırıldıgında günümüzün çimentoları ortalamada daha fazla kireç yogunlugu ¸C3S ve alkali miktarına ve daha homojen bir yapıya sahiptir. Çimento özellikleri de buna paralel olarak degisti ¸ daha hızlı basınç dayanımı ve çimento özelliklerinde daha az degisim görülmektedir. Fakat ¸ aynı yüksek dayanıklılıkta beton ürettigimizi iddia edemeyiz. Klinker yapısı ve özellikleriyle beton durabilitesi arasındaki iliskiyle ilgili bilgimizi gelistirmeliyiz. Yas üretim yapan fırınlar yavas yavas yerlerini kuru üretim yapan ön ısıtıcılı ¸ ısı jenaratörlü ve minimum hava akımlı fırınlara bırakıyorlar. Sonuç olarak büyük oranda yakıt sarfiyatı önlenmis fakat yan etki olarak hammaddeleden veya yakıttan gelen florür ¸ klorür ve diger alkaliler klinkerde yogunlasmasına neden olmustur. Çevresel nedenler bazı çimento fabrikalarının fırınına toz olusumunu azaltmak için reinfluzasyon üniteleri kurulmustur. Bu bir kısım kalsinize olusum malzeme alkali sülfat maddeleri bakımından zengindir.Alkali sülfatlar minör bilesenler olarak nitelense de betonun dayanıklılıgı üzerine etkileri vardır. Yüksek alkali içeren portland çimentoları alkali silis reaksiyonlarıyla iliskilendirilir. Yüksek alkali çimentoları reaktif agregalarla birlikte kullanıldıklarında diger olumsuz sartların biraraya gelmesiyle birlikte alkali silis reaksiyonuna girerler. Alkaliler alkali sülfat mineraller olusturmak üzere sülfatlarla reaksiyona girerler. Bu alkali sülfatlar ¸K2SO4¸ Na2SO4¸ kalsiyum sülfat ¸ sodyum ve potasyum tuzları ve kalsiyum potasyum sulfat ‘tır.Tüm sülfat tuzları yüksek oranda çözünür oldugundan sülfat bilesenleri betonda iç sülfat etkisinde bulunan sülfat iyonlarının kaynagı olabilir. Bu ¸ yükske sıcaklıklarda geciktirilmis etrenjit olusumu olarak da bilinir.
Dünya Çimento Üretimi 1994 ve 1995 yılları için olan Cembureau raporlarına göre 10 yılda % 50 artısla 1994 yılında dünya çimento üretimi 1,39 milyar tona ulastı. Yıllık büyüme oranı aynı dönemde ortalama %4 ‘dü. 1997 yılına dek bu büyüme oranı daha yüksekti fakat 1998 yılında %2 küçülme kaydedildi. Bu Asya krizinin oldugu seneydi. Sekil 2 de dünya çimento tüketim oranları gösterilmistir. 2000 yılında tüketim miktarının 1.5 milyar tonun biraz üzerinde olması beklenmektedir. Geçen 25 yıl boyunca çimento endüstrisinde üretim ekipmanlarını modernize etmek için yatırımlar yapıldı. Fakat A.B.D.’nin kapasitesi 1975’lerden 20. yy’ın sonuna kadar degismeden kaldı. (Bakınız Sekil 1) Su anda çimento tüketimi kapasitenin 20 milyon ton üzerindedir. Gelecek bes sene içerisinde her yıl eklenmesi beklenen kapasitelere ragmen ABD’nin 15 milyon ton açıgı olacaktır. Kararlı fakat makul tüketim Batı Avrupa’da oldu. (4). 1996 yılında toplam tüketim 215 milyon ton , 1997 yılında 220milyon ton ve 1998 yılında 225 milyon ton olarak bildirildi. Yıllık %2.5 büyüme gerçeklestirildi. Türkiye yaklasık 37 milyon ton üretimiyle pazarın önde gelenlerindendir.
Son bes yıldaki dünya çimento tüketimi ABD’de bir çok firmadan meydana gelen çimento endüstrisi 4.2 milyar dolar yıllık ciro ve 17.000 kisilik is hacmine sahiptir. Beton endüstrisi ise 20 milyar dolar yıllık ciro ve 275.000 kisilik is hacmine sahiptir. Beton yapı endüstirisi (yerinde döküm ve prefabrik ) ise 100 milyardolar ciro ve 2 milyon is hacmine sahiptir.(tamir , yapım , yenileme, demir isçiligi , beton döküm, yerlestirme , bitirme ve ekipman sektörleri). Performansa Dayalı Standardlara Duyulan Ihtiyaç Yeni binyıla girisimizle birlikte tarifçi standardlar yerine performansa dayalı standard ihtiyaç oldugu açıktır. Aksi halde çimentoda bulusların devam etmesi imkansızdır. Betonun en eski çaglardan günümüze yapı malzemesi olarak tercih edilmesinin sebebi bulunabilirligi, çesitliligi ,çevre dostu olması (diger yapı malzemeleriyle karsılastırıldıgında) , ekonomikliligi ve dayanıklı yapılabilmesidir. Performans standardları uygulanmadıkça bu görünüm tersine dönecektir.
Çabuk degisen dünyamızda bir senelik bir bilgisayar teknolojik olarak eski sayılabilirken çimento endüstrisi 60 yıllık bir standardla yürümektedir. (Tablo 1). Her 10 ile 20 senede bir gelisim gözlenebilmektedir. Örnegin ,1960’da ASTMC595 , 1992’de ASTMC115’in kabulu 1998 yılında onaylanan ASTM 1157’in revizyonudur. Sormamız gereken soru neden ASTM C595’e göre üretilen çimentonun satısı ABD’de %1’in altındadır. Tablo 1. ASTM Çimento Standardlarının degerlendirilmesi ASTM C1157 Nedir? Günümüzde ASTM C150(6) ve AASHTO M85 kimyasal ve fiziksel özelliklerinde sınırlamalarla birlikte 8 tip portlan çimentosunu kapsar. ASTM C595(7) ve AASHTO M 290 genel ve özel uygulamalr için bes çesit katkılı hidrolik baglayıcı tanımlar. Fakat standard sartnamelerinde çimento ve olusturan malzemelerin bilesimleri ve fiziksel özellikleriyle ilgili sınrılamalar bulunmaktadır. Sadece cürüf veya puzolan veya her ikisinin portlan çiemntosuyla kullanımını içerir. Tersine C 1157(8) farklı performans yükseltici mineral bilesenlerin (dogal puzolan, çeltik külü , uçucu kül ve cüruf vb.nin )limitsiz olarak kullanımına izin vermektedir. Basit olarak standard performansa dayalı ve düsük klinker oranlarına izin vermektedir. ASTM Tip I, II, III, IV, V geleneksek çimento tiplerinin sınıflandırılmasının aksine performanslarıan göre Tablo 2 ‘deki sekilde sınıflandırılmıstır. Tablo2. Çimentolar için standard performans sarnameleri Tip GU Özel tipler gerekmediginde genel yapılar için çimentolar Tip HE Yüksek erken dayanım Tip MS Orta seviyede sülfata dayanıklı Tip HS Yüksek seviyede sülfata dayanıklı Tip MH Orta seviyede hidratasyon ısısı Tip LH Düsük seviyede hidratasyon ısısı R Seçenegi ASR dayanıklı çimento ASTM Standardı Uygulama Yılı C150(6) 1940 C595 1960 Düsük alkali çimentosu 1961 C1157(8) 1992 Portland çimentosu C1157 1998 ASTM C 1157 söz edilmesi gereken eksiklikleri olan çok mükemmel olmayan fakat gelecek için 21.yy’da atılan büyük bir adımdır. ASTM C150 ve C595 ‘de degisiklikler yapıldıgı gibi iyilestirme için ASTM C 1157’yede aynısı uygulanabilir. Gelecegin Çimentoları Alkali Silis Reaksiyonuna Dayanıklı Çimento ASR’nin durdurma sorumlulugu endüstriye bırakılmıstır.Tablo 3 ‘de %5’den %25’e kadar ASR’den etkilenen ABD’deki betonlar verilmistir. ASR den etkilenen tahmini yıllık beton üretimi 21. yy’da yüksek performanslı çimento için yaptıgımız arayıslarda ASR’yi önleyecek çimentonun acil ihtiyacı içindeyiz. Çesitli çalısmalar gösterdiki lityum bilesenleri betondaki ASR olusumunu olumsuz olarak etkiler veya geciktirir. (9). ASR’ye dayanıklı çimento üretimi için lityum bilesenleriyle portland çimentosunun birlikte ögütülüp karıstırılması için bir çalısma yapıldı. Optimum sülfat miktarının belirlenmesi için lityum karbonat ve lityum hidroksit mono hidrat üretildi. Bir karısım kullanılarak deneme üretimi yapıldı . Kapalı devre degirmen lityum hidroksitle birlikte daha uzun dönem yüksek dayanım saglarken çimento daha az ASR jeli üretti. Gecikmis Etyrenjit Olusumuna (GEO) Karsı Alınması Gereken Önlemler Gecilmis etrenjit olusumuna diger adıyla ısı nedeniyle olusan gecikmis genlesmeye(10) son zamanlarda büyük bir önem verilmistir. Hangi terim seçilirse seçilsin GEO iç sülfat etkisini belirtir. Daha önceden bulunan etrenjiti yok edecek veya ilk olusumunu engelleyecek kadar yüksek ısıda sonradan olusan etrenjit anlamına gelir. Hem yerinde dökme hem de prefabrik betonlarda görülür. Laboratuvarlarda harç ve betonlar üzerinde yapılan çalısmalar göstermistirki GEO çatlak ve genlesmeyle birlikte bazı kosulların olusmasıyla görülür. Malzeme sıcaklıgı 60° C nin üzerinde olmalıdır.Çimentoların kütlece SO3/Al2O3 oranı en az 0.5 – 0.6 arasında olmalıdır. (11) Bir çok çimento çesidi¸ modern ASTM III çimentoları dahil olmak üzere bu kosulu saglar. Isıl uygulamadan sonra bakım ya su içerinde yada neredeyse suya doygun hava kosullarında yapılmalıdır.Bunlar gerekli ama yeterli olmayan kosullardır. Genlesme oranı veya maksimum genlesme miktarı birkaç faktöre dayanır. Bu faktörlerden bir kısmı çimento yapısıdır. Yüksek alkali çimentolarda genlesme daha fazladır fakat yeteri miktarda cüruf veya uçucu külle harmanlanmıs çimentolarda yok varsayılabilecek kadar veya hiç genlesme olmaz. (12) GEO ‘dan kurtulma tezlerinden biri olan düsük alkali ve düsük sülfat (< %3.6 ve MgO %1.6+-0.2 ) içeren çimentolar üretilmesi sadece kısmi bir çözüm olurdu. Çimentonun yüzey alanının azaltılması da yararlı olabilir.(12)
Dolgu Çimentosu Uzun zamandan beri kumla portland çimentosunun birlikte ögütülmesi denenmektedir.(13)Beton dizayn edenler granülometride ince bölümü doldurmak üzere dolgu malzemesi kullanırlar. Granülometrideki bu düzeltme islenebilirligi¸ büzülmeyi ¸ yogunluk ve dayanımı iyilestirir. Dolgu malzemesi kalker kökenli olursa bunun katkısı daha fazla olur. Dolgu malzemeli çimentodaki çekingenlik bir kaç basit nedene dayanır. Sabit bir su/çimento oranında suyun klinkere oranı dolgulu bir çimentoda klinker ve alçıtasından olusan standard çimentoya oranla daha yüksektir. Sonuç olarak bosluk arttıça dayanım düser. Fakat bu fikir belli bir dayanım sınıfı için çimentodaki klinker kısmının dolgu çimentoda standard çimentoya oranla daha ince ögütülmüs oldugunu dikkate almaz. Ayrıca çimentonun iri partikülleri de erken yasta hidrate olmadıklarından dolgu malzemesi olarak görev yaparlar. Çimentonun hidrolik potansiyelide bu nedenle daha yüksektir. (13) Miktar olarak oldukça yüksek miktarda kireç tası tozu eklenmis harç çimentosu pazarda küçük bir paya sahiptir. Tip III çimentosu Tip I genel amaçlı çimentolar dısında diger özel arasında en çok miktarda üretilenidir.
Kireç tası tozu çimentoda bir kısım alçıtasının yerine kullanabilir. Örnegin %2.25 kireçtası tozu ve %1.75 alçıtası eklenirse toplam %4 alçıtası oranıyla hala portlland çimentosu sınırları içerisinde kalınır. Bu seviyede ikame edilmesi büyük oranda C3A miktarına ve yapısına baglıdır. Alçıtasının bir kısım kireç tasıyla ikamesi mümkünken çimentoda yeterli miktarda alçıtası/kireçtası karısımı normal priz almayı saglayacak kadar olmalıdır. Optimum alçıtası miktarı çimentonun inceliginin artmasıyla reaksiyon hızı arttıgından artar. Kireçtası monokarbonalimunat olusturmak üzere C3A ile reaksiyona girer. Silika yerine kireç tası dolgusunu kullanmanın avantajı C3A miktarı yüksek olan bir çimentoda kireç tası eklenmesi hidrate olmus çimento pastasında etrenjit ve monosülfat gibi sülfa alimünatlar yerine daha fazla karbon alimünatları olusmasına neden olacaktır. Teorik olarak iç sülfat etkisini veya gecikmis etrenjit olusumu olasılıgını azaltır. Bu nedenle bu tip çimento su anki Tip III çimentoları yerine alternatif olarak kesfedilmesi gerekmektedir. Daha ince çimentolar daha fazla ısı açıga çıkardıgı halde ince malzemeler ara yüz bölgesinde agregayla çimento arasındaki bagı iyilestirdiklerinden olumlu etkileri vardır.Bugüne kadar betonda bu etkinin üstesinden silis dumanı ¸ cüruf¸ uçucu kül veya süperakıskanlastırıcılar gibi mineral ve kimyasal katkıların bir arada kullanılmasıyla gelindi. Betonda bu basarıldıktan sonra kimyasal etki olasılıgı büyük oranda azalmaktadır. Reaktif dolgularla ikame veya portland çimentosunun en ince kısmını azaltmak betonu uzun dönem performansına pozitif etkide bulunur.C3A ve alçıtasının reaksiyonu sınırlamakla ısı olusumunda çogu zaman prizde gecikme olmaksızın bir azalma gözlenir. Dolgulu çimento üretimi enerji tüketimini azaltmak ve çimentonun hidrolik potansiyelini artırmak için çimento bilesiminin bir kısım dolgu malzemesi ikamesi bir kısım Avrupalı ve Japon üreticiler tarafından yapılmaktadır. (14) Fakat dolgulu çimento üretimi görüldügü kadar kolay degildir. Çimentoya sabit olarak belli miktarda ince ögütülmüs kireç tası eklenmesi çok nadir olarak amaçlanan sonuçları verir.
Düsük Klinker Oranlı Çimento Bu kategoride en önemli basarı katkılı çimentoların gelistirilmesidir. Aslında katkılı çimento günümüzde modern toplumun ihitiyacını karsılayacak temel malzeme olarak görülmektedir. (15) Yalnız portland çimentosunda eksik olan özellikleriyle degil çelik ¸ elektrik üretimi ve silika endüstrilerinin yan ürünlerini etkin bir sekilde kullanımıyla tanımlanmaktadır. Dahası katkılı çimento üretiminde önemli miktarda enerji tasarrufu yapılmaktadır. Duntron (16) Avrupa Çimento Standardları Komitesi Baskanı ¸ 1984 yılında 2000 yılından itibaren katkı maddelerinin çimento bileseni olarak dünyanın bir çok kesiminde Kuzey Amerika dahil kullanımının önemli miktarda artacagını tahmin etti. Ona göre “saf portland çimentoları özel çimentolar olarak nitelendirilecek ve belli uygulamalarda kullanılacaktır”. Fakat hala hedeften çok uzaktayız. ABD’de katkılı çimentolara yönelik bir trend olmasına ragmen ¸ portland çimentosunun üretimiyle karsılastırıldıgında çok düsük kalmaktadır. 1973 lü yıllarda petrol ambargosuyla olusan katkılı çimentolara yönelik ilgi azalmıs görülmektedir. Fakat Avrupa’da katkılı çimentolar onlarca yıldır kullanılmakta ve bazı ülkelerde üretimin %50’sine varmaktadır. Sülfat etkili çevrelerdeki yapı insaalarında C3A miktarı düsük çimentolara karsı alternatif olarak katkılı çimentolar kullanılmaktadır. Ayrıca reaktif agregalarla yapılmıs betonlara referans olarak katkılı çimentoların uygun bir savunma oldugu bulunmustur. (17) katkılı çimentoların kullanımında son beton karısımının hem finansal hemde tasarruf olarak ekonomisi büyük önem tasır. Bilindigi gibi portland çimentosunun üretimi büyük miktarda enerji gerektiren bir süreçtir ve belirtildigi gibi katkılı çimentoların kullanımı önemli miktarda enerji tasarrufu saglar. (18) Üretimde sagladıgı belli yararlar üretimde daha az enerji kullanımı ¸ daha az gaz emisyonları ve katı atıklardır. Katkılı çimentonun üretiminde daha az hammadde kullanılır aynı zamanda daha düsük yatırımla tesise ek üretim kapasitesi saglar.
Kontrol edilmis çimento granülometrisiyle yüksek miktarda enerji tasarrufu etme imkanı vardır. Yüzey alanının azaltılmasıyla esit performansta beton üretiminde gerekli çimento miktarı azalacaktır.(19) Çimento performansı iri çimento partikülleri (>30mm) oranının ve (<5m) ince çimento partikülleri oranının azaltılmasıyla iyilestirilir. Bu nedenle granülometrisi kontrol edilmis daha bir dane dagılımı gösterirler. Granülometrisi kontrol edilmis çimentolar yüzey alanı daha fazla olan çimentolardan daha hızlı dayanım kazanabilirler. Uçucu kül ve cüruflarla yapılmıs katkılı çimentolarda kullanmaya çok uygundurlar. Granülometrisi kontrol edilmis çimentonun hızlı dayanım kazanması uçucu kül ve cüruftan dolayı yavas dayanım kazanımını telafi eder. Uçucu kül ¸ cüruf veya silika içeren katkılı çimentoların gelisimine izin vermek için ilk önce yeni performansa dayalı standardların (örnegin ASTM C1157) ve bu kategorideki çimentolar için olan uygulama sartları ve hükümlerin uygulamaya konması gerekmektedir. Eger gerekirse ulusal standardlar revize edilmeli veya bu tip çimentoları da içerecek sekilde degistirilmelidir. Çimento endüstirisinin ortak deney standardlarına ihtiyacı oldugunu söylemek yanlıs olmaz. Bu deneylerin uluslararası olarak standardlasması kalite kontrolün uluslararası seviyede tanınmasını kolaylastıracaktır. Son on yılda bir kaç ülke standardlarını farklı miktarlarda kireç tası ilavelerine ¸bazılarında %35’e kadar¸ izin verilmistir. Modern ögütme sistemleri yüksek verimlilige sahip ekipmanlarla donatılmıstır. Dik bir gradasyon kusma veya geciktirilmis prize neden olabilir. Düsük miktarda kireç tası tozu gradasyonu kabalastırır daha düz hale getirir ve dezavantajlardan arındırır.
Yapılar insaat mühendisligi ve yapı bilimindeki gelismelerle dizayn olarak karmasıklasıp ve alan olarak genisledikçe yüksek performanslı çok amaçlı çimentolara ihtiyaç artacaktır.(15) Geleneksel cüruf ¸ uçucu kül ¸ silis dumnaı veya dogal puzolan içeren iki bilesenli katkılı çimentolar performans ve fonksiyon sartlarını artık saglayamamaktadırlar. Sonuç olarak çok bilesenli katkılı çimentolar önem kazanmaya basladılar ve büyük olasıkla gelecek yüzyılda arastırmaların odagı olacaktır. Üçlü veya dörtlü katkılı çimentoların arastırmalarla üretime geçecek ve 21. yy’da kullanımları gelisip yaygınlasacaktır. Bilgi çagı merkezli yaratıcılıkla yüzen havalimanları ¸ yüzen sehirler ¸ çok genis köprüler ¸ yeraltı yapıları veya ultra yüksek yapılar gibi büyük yapı projelerinde maaliyeti düsük fakat ucuz olması gerekmeyen hızlı yapı teknolojilerine ihitiyaç vardır. Rahat yasam alanı için sosyal sartları ¸ çevreyle uyumu ve yapıların bakımının kolaylıgı için çimentoda reaksiyon kontrol fonksiyonu ¸ yapı kontrol fonksiyonu ve akıllı fonksiyon konularında devrim niteliginde olan degisimler gerektigini göstermektedir.(20) Tipik bir örnek olarak çok genis köprülerin yapımında sualtı beton dökümü gerekmesidir. Bu tip betonların yapımı zor sartlar getirir. Örnegin 50cm akma çapı , 8 saat veya daha fazla bu akıskanlıgın korunması , 30 saat veya daha kısa sürede priz ,30 °C veya altında ısı olusumu ve 91 günde 280kgf/cm2 basınç dayanımı (21). Böyle bir performans elde etmek klinkerin bilesenlerini degistirerek mümkünken , katkılı çimento kullanmak yeni bir klinker tipinin üretiminin maaliyeti dikkate alındıgında daha avantajlıdır. Ayrıca uzun dönemde kaynakların korunması ve enerji tasarrufu saglar. Genel olarak cüruf , uçucu kül veya silis dumanı ile yapılan iki bilesenli çimentolar bu performans kriterlerini saglayamazlar. Bu özellik üç bilesenli katkılı çimentolar kullanıldıgında saglanabilir. Bu üç bilesenli çimentoların daha iyi yayıldıgı , daha az bosluk olustugu , daha homojen ve baglayıcı partiküllerin etrafında daha ince bir su tabakası olustugu bilinmektedir. Sertlesmis üç bilesenli bir çimentoda C-S-H yapısı baglaycı bilesenlerin yapısına baglıdır. Priz alma , dayanım gelisimi üç bilesenin karısım oranları , özellikleri ve inceligine baglıdır. Erken yaslarda dayanım harmana giren ek bilesenlerin artmasıyla azalmasına karsın 28 günlük dayanımları normal portland çimentosuna esit veya daha fazla olmaktadır. Genel olarak uçucu kül dolgu malzemesi olarak rol alsa da betonda ısı olusumu cüruflu çimentodan daha düsüktür ve uçucu kül miktarının artmasıyla açıga çıkan ısı düser. (22). Iyi kürlenmis üç bilesenli çimentoların geçirgenligi az olmasına ragmen karbonatlasması daha fazladır. (23). Uchkiwa(24) tarafından yapılan bir çalısma göstermistir ki alkali iyonların difuzyonu ve hareketleri sertlesmis pastadaki bosluk yapısına baglıdır. Küçük kılcal bosluklar jel bosluklardan daha fazla difüzyonu engellemede katkıda bulunurlar. Alkali iyonların difüzyon katsayısı portland çimentosunun sertlesmis pastasında cüruflu çimento veya uçucu küllü çimentoya göre daha fazladır. Klorürün difuzyon katsayısı üçlü bilesenlilerde ikili bilesenlilere göre daha düsüktür.(25) Sonuçlar Bugün çimento endüstrisinin önünde büyüyen çevresel zorluklar bulunmakdır NOx ve SOx emiyonlarında sınırlamalar endüstri tarafından takip edilmektedir. Ek olarak Kyoto anlasmasına göre çimento fabrikaları CO2 emisyonlarındaki artan sınırlamalar ve limitlere cevap vermek zorundadırlar. Buna bir çözüm ise düsük klinker oranlı çimentolar üretmektir. Bu özellikle CO2 emisyonuna yol açmayan bilesenler kullanan katkılı çimemntoların üretimi anlamına gelmektedir. Bu ayrıca bu yüzyılda artan çimento ihtiyacını karsılayacak bir kaynak saglayacaktır. Çimento üreticisinin bakıs açısından katkılı çimentoların üretimi fazla yatırım yapmadan tesis kapasitesini artıracaktır. Bugunkü egilim tek katkılı çimentolar yerine iki , üç dört farklı katkılı çimentoların üretimidir. Bu çimentolar iki katkılı çimentolardan daha verimli olmaktadır. Bir kısım portland çimentosunun kireç tası tozuyla yer degistirmesinin avantajları anklasılmıs ve bir kaç ülkede kullanılmaya baslanmıstır. Arastırmalar göstermistirki kontrol edilmis granülometri katkılı çimentoların özelliklerini iyilestirmektedir. Çimento fabrikalarının hazır beton tesislerine göre daha iyi ekipmanlara sahip oldugu ve hammadde ve son ürünün takibinin daha iyi oldugunu söylemek yanlıs olmaz. Tarifçi standardlar yerine performansa dayalı standardlara acil olarak ihtiyaç duyuldugu açıktır. Örnegin yeni ASTMC1157 standardı hem özel hemde genel uygulamalar için hidrolik baglayıcıları dikkate almaktadır. Bu yeni standarda göre çimentolar ASR’nin kontrolü , sülfata dayanıklılık için mevcut TipII ve Tip V çimentolarının yerine kullanılabilir. Veya sıcak havada beton dökümü için ısı açıga çıkmasını engelleyebilir. Çimentonun yapısı veya bilesenleri üzerine herhangi bir sınır konmaması çok önemlidir ve yalnız yeni standardlar bu tip performans sartlarını içermelidir. Iyi kalitede ve reaktif olmayan agregaların azaltılmasıyla ASR riski olan agregaların kullanma zorunlulugu olusmustur. Bu arastırmaları ASR problemiyle basedebilecek yeni bir çimento gelistirmeye yöneltmektedir. Lityumlu çimentonun üretimi ASR problemini çözmekte bir alternatif olabilecektir.
|